Hayat ödülleri bekleyemeyecek kadar kısa.. O yüzden antrenmanın, koşunun, sporun içinde her gün keyif aldığınız şeyleri keşfedip her antrenmanın kendisini bir ödül haline getirmek olmalı esas amaç.
Bugün çok işim var, bugün hiç işim yok, bugün çok yorgunum, çok yemek yedim, az yemek yedim, dün geç yattım, az uyudum, çok içki içtim, bu hafta hiç arkadaşlarımla takılamadım, bu hafta her gün arkadaşlarımla takıldım, çok evde oturdum, hiç evde oturmadım, evi silip süpürmem lazım, gerçekten evi temizlemem lazım, spor salonuna gidemem şimdi, evde spor yapmam…
Spordan kaçmak için ne kadar çok sebebimiz var. Sebebimiz var diyorum farkındaysanız bahanelerimiz değil, çünkü bizi vaz geçirmeye çalışan düşüncelerin aslında hepsi gerçek.
“Delayed-gratification”, “doyumu-erteleme”, yani bir ödülü geciktirerek daha büyük bir ödül alma durumunun zorluğu, uzun yıllar boyunca psikologlar tarafından tartışılmıştır (Bernardo, 2009). Yapılan çalışmalarda birçok kişinin daha büyük bir ödül almak amacıyla o an, hemen verilecek bir ödülden vazgeçmesinin çok zorlayıcı bir durum olduğu saptanmıştır (Bernardo, 2009). Bu durum ile spor yapma alışkanlıklarımız arasında çok net bir bağlantı kurabiliriz aslında.
Neden spor yapıyorum ben? Zayıflamak için mi? Güçlü olmak için mi? Zayıflamak isteyenelere bu akşam 2 saat koştuktan sonra 5 kg vereceğini bilse koşu bandının üzerinde bulmaz mıydı kendisini?
Ya da 2 saatlik antrenman yaptıktan sonra birden “six-pack” iniz çıkacağını bilseydiniz anında spor salonunda koşmaz mıydınız?
Maalesef bu beklenilen kazanımlar -zayıflamak ve kaslanmak gibi- zaman olarak çok ileride kalıyor. Hatta o kadar uzak kalıyor ki, amacımızı, neden spor yaptığımızı, unutuyoruz çoğu zaman. “Otomatiğe bağlıyoruz” bir başka deyişle. Yapıyoruz çünkü doktorumuz söylüyor, çünkü zayıflamamız gerekiyori ya da “yeni trend” oluyor, herkes yapıyor…
Peki size bütün bu motivasyonlarınızın aslında motivasyonsuz olmanızın en büyük kaynağı olduğunu söylesem! Zayıflamak için spora gitmek mi? Evet zayıflayacaksınız ama etkisini en erken birkaç haftada (en iyimser bakış açısıyla) göreceksiniz değil mi? Belki dediğinizi duyar gibiyim…
Sağlık için yapıyorsunuz ama bakın aynaya geçen haftaki siz ile şimdiki siz arasında “gerçekten” ne kadar fark var? Bu güne kadarki tecrübelerimden ve çalışmalarımdan yola çıkarak, hatta şu anki profesyonel sporcularımı motive ederken kullandığım yöntemleri de göz önünde bulundurarak vermek istediğim küçük bir tavsiye var: Hayat ödülleri bekleyemeyecek kadar kısa.. O yüzden antrenmanın, koşunun, sporun içinde her gün keyif aldığınız şeyleri keşfedip her antrenmanın kendisini bir ödül haline getirmek olmalı esas amaç. Ancak o zaman evde televizyon karşısında oturmaktansa size daha iyi hissettirmesi için spora gitmeyi tercih edebilirsiniz mesela...
Şimdi tekrar soruyorum…
Sizin bugün spor yapmamak için kaç sebebiniz var?
Referans
Bernardo, J. C. (2009). Basic Processes of Mischel’ s Cognitive-Affective Perspective: Delay of Gratification and Conditions of Behavioral Consistency. In The Psychology of Personality: Viewpoints, Research, and Applications. (pp. 443–4). West Sussex, UK : John Wiley & Sons.
Comments