Maalesef günümüz şartlarında aslında bir hap icat etmeye çalışıp sporun keyifsiz olduğu kanısını yerleştiriyoruz bilinç altımıza. "
Spor salonlarında ter dökmekten sıkıldınız mı? Saatlerce uğraşıyor fakat bir türlü istediğiniz vücuda sahip olamıyor musunuz? O zaman size mükemmel bir haberimiz var….
Bugünkü koşu antrenmanımın tam ortasındayken, karnımın solundaki inanılmaz ağrının, kaslarımdaki yanmanın ve yüzümden damlayan terlerin eşliğinde işte bu cümleleri dinliyordum koşu bandındaki televizyondan. Reklamlarda yeni ve hızlı etki eden bir spor aletini tanıtıyorlardı. Biraz durdum ve düşündüm.. Deli miydim ben? Spor yapmanın bu kadar basit yolu varken, hatta vücuduma yapıştırdığım bantlarla kaslarımı “hiç efor sarf etmeden, otomatik olarak “ çalıştırabilecekken neden işkence ediyordum ki kendime?
Biliyorum çağımızın gerektirdiklerini ve çalışma koşularımızı göz önünde bulundurduğumuzda yapmak zorunda olduğumuz çok fazla iş, ve bunları yapmak için çok az vaktimiz var. Gün içindeki koşuşturmacamızın arasına bir kaç saat sürecek bir “spor” aktivitesini yerleştirmek gerçekten çok zor.
Peki sporu kısaltma ve basitleştirme çabalarımızın bilinç altımıza aslında nasıl bir mesaj ilettiğini düşünündünüz mü hiç?
“Sporun aslında çok SIKICI ve KEYİFSİZ olduğunu.”
Pazar günleri hiç bitmesin isteriz çünkü pazar günleri keyiflidir. Hiç sevmediğimiz birisi ile karşılasak ayak üstü yapacağımız bir sohbet bile hemen bitsin isteriz, çünkü çok sıkılırız. Ya da çok tatsız bir ilaç içmek zorunda kalırsak bir an önce bitsin diye –belki burnumuzu bile tıkayıp- dikmez miyiz kafamıza? Çünkü keyifsizdir…Sporu da aynı şekilde bir an önce bitirme ve basitleştirip mucize sonuçlara ulaşma çabamız aslında beynimize aynı şekilde “sıkıcı ve keyifsiz” olduğu mesajını veriyor.
Bugün bir hap çıksa ve yemek yemeden bizi doyurup en sağlıklı şekilde beslese, yemek yemenin keyfini kim yaşayacaktı o zaman? O en sevdiğiniz tatları damağınızda hissetmenize gerek kalmayacaktı. Peki siz bunu gerçekten isteyecek miydiniz?
Maalesef günümüz şartlarında aslında bir hap icad etmeye çalışıp sporun keyifsiz olduğu kanısını yerleştiriyoruz bilinç altımıza. İşte bu yüzden herkesi benim gibi biraz deli olmaya davet ediyorum aslında. Eminim birçoğunuz az da olsa normların dışına çıktığında kendini farklı hissederek yaptığı çılgınlıktan keyif almıştır. Etrafımızdakiler her ne kadar sporun keyifsiz olduğu mesajını verse bile inadına keyif alalım! Aynen bugün şınav çekerken benim gülümsediğim gibi gülümseyebilelim. Canımız yanarken, kaslarımız acırken ya da nabzımız hızlanmışken “deliymiş gibi” gülümseyebilmek zor olacak başta biliyorum. Beynimize vereceğimiz yeni mesajlarla emin olun hap alarak doymak yerine, yemeğin tadına daha çok varabileceğiz her geçen gün.
İnsan bedeninin sahip olduğu bu inanılmaz gücü, yeteneği, ve kendini geliştirme kapasitesini fark ettiğimiz her an ve en önemlisi bu acı çekilen anlarda bile gülümseyebilelim biz… Haydi biraz deli olalım!
Comments